Adalet Bakanlığı, 8 yıl sonra Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesine izin verdi. Avukatlar, İmralı Cezaevi’ndeki görüşmenin ardından Öcalan’ın mektubunu kamuoyuyla paylaştı.
Metinde, Türkiye ve çevresinde süren çatışmalar, cezaevlerindeki açlık grevleri, Suriye’deki son durumla ilgili bir takım çağrılarda bulundu.
MEKTUBUN PERDE ARKASI
HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Öcalan’ın mektubunun yayımlanma sürecini anlattı:
Barış süreci hemen başlayacak diyemeyiz. Ama başlamayacağını da söyleyemeyiz. Fakat bir diyalogun başlangıcı olarak değerlendirebiliriz. Çünkü görüşme yapılırken, Sayın Öcalan avukatlarına bir mektup yazdığını ve çıkışta bu mektup size verilmezse, bilin ki bir komplo var diyor. Çıkışta mektup verilmiyor. Ama iki gün sonra avukatlar çağrılıyor ve mektup veriliyor.
“DEVLET HEMFİKİR OLDU”
Bu şu demek; iktidar, devlet bu mektubu kendi içerisinde değerlendirdi ve avukatlara verdi. Avukatlar da Kürt siyasi hareketine bu mektubu verdi. Kürt siyasi hareketi de iki gün bu mektubu değerlendirdi ve altı mayısta bu mektup basın açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu. Dolayısıyla devlet de, Kürt siyasi hareketi de bu mektubun paylaşması konusunda hemfikir oldu. İşte ben buna diyalog kapısının aralanması diyorum.
Öcalan’ın mektubu, aradan geçen yılların ardından avukatlarla görüş izni çıkması gerek zamanlaması gerekse metnin içeriği nedeniyle dikkat çekici bulundu.
Zira İmralı’nın çağrısı Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine yönelik kararını vermek üzere olduğu döneme denk geldi. Öcalan mektubunda özellikle toplumsal uzlaşma vurgusu yapıyordu.