KHK’lı Psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Haluk Savaş yurt dışı yasağı kaldırılmasına rağmen pasaportu iptal edildiği için ve yeniden çıkartılamayacağı için tedavi görmek için yurt dışına çıkamadığını yazdı.
Twitter hesabından “KHK bizi yurt içinde ölmeye mahkum ediyor.” diyen Haluk Savaş, kanser hastası olması nedeniyle 39 ay ömür biçildiğini, bu süreçte CİMER’e yazsa bile sürecin uzun olmasının ölümüne neden olacağını ifade etti.
MUSTAFA YENEROĞLU’NDAN ADALET ÇAĞRISI
Haluk Savaş’ın yardım çağrısına AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’ndan yanıt geldi. Yeneroğlu “İlgili idari birimlerin mahkeme kararının gereğini hemen yapacaklarına inanıyorum.Adalet gecikmemeli.” diyerek adalet çağrısında bulundu.
Kendisini tanımıyorum.Bahsettiği konuyu araştırmadım ancak şahit olduğum benzer örnekler bana azap veriyor ve aynı zamanda terör örgütlerine karşı mücadelemizi de zaafa uğratıyor.İlgili idari birimlerin mahkeme kararının gereğini hemen yapacaklarına inanıyorum.Adalet gecikmemeli. https://t.co/rTSyUIlC5l
— Mustafa Yeneroğlu (@myeneroglu) 13 Mayıs 2019
KHK’LI KANSER HASTASININ YARDIM ÇAĞRISI
KHK’lı Psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Haluk Savaş yaşadıklarını şu şekilde anlattı:
“Az önce TC Adana Valiliği’ndeydim; pasaport için önce tahditlerin sorgulandığı odaya girdim. Memura KHK’lı olduğumu, yargılanıp beraat ettiğimi, mahkemenin yurt dışı yasağımı kaldırdığını, iki kez tekrar etmiş kanser hastası olup yurt dışında tedavi olmak istediğimi belirttim.
Memur bilgisayardan baktı KHK ile kamudan ihraç olduğumdan KHK ile pasaportumun iptal olduğunu bu nedenle pasaport çıkaramayacaklarını belirtti. Yani mahkemenin benim yurt dışına çıkış yasağımı kaldırması hiç bir anlam ifade etmiyor. KHK bizi yurt içinde ölmeye” mahkum ediyor.
“Bu KHK’ya karşı ne yapabiliriz?” diye sordum. “Kanser raporlarınızla birlikte CİMER’e yazın” denildi. Benim ortalama beklenen ömrüm 39 ay, bunun 30 ayı geçti “geri kalan” 9 ayı devletin çeşitli birimleri ile “yazışarak” geçireceğiz anlaşılan. Oysa Japonya, Kore, Küba, ABD’de tedavi olabilmem için yeni geliştirilmiş önemli tedavi teknikleri var. Mesela biri 2018’de Nobel Tıp Ödülü’nü alan Prof. Allison’un immunoterapisi. Şimdi bu tedavilere bir an önce kavuşmak ve hayatta kalabilmeyi denemek yerine devletin bana ördüğü “ölüm duvarı”yla karşılaşıyorum.
Sağ kalırsam, önce CİMER’e, başarılı olamazsam idari mahkemeye, başarılı olamazsam bölge idare mahkemesine, başarılı olamazsam Danıştay’a, başarılı olamazsam, AYM’ye, başarılı olamazsam AİHM’e başvuracağım. TR’de ceberrut devletle uğraşmak mı daha zor yoksa azraille mi bilemedim?”