Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, devlet korumasından yararlanmış gençler, engelliler, gaziler ile gazi ve şehit yakınlarının kamuya atanması töreninde konuştu.
Konuşmasına, “Şehitlerimizin kıymetli emanetleri, değerli gazilerimiz ve gazi yakınlarımız, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.” diye başlayan Erdoğan, “Devlet korumasında yetişmiş gençlerimizden 193’ünün, engellilerimizden 2 bin 140’ının, şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarımızdan da 370’inin atamasını yapmak üzere bir aradayız.” ifadesini kullandı.
Çeşitli kamu kuruluşlarına 3 bin 603 kişinin atanmasının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu kardeşlerimize görev yerlerinde başarılar temenni ediyorum. Türkiye’nin, Anayasamızda belirtilen sosyal devlet niteliğinin tezahürü olarak gördüğüm bu uygulamanın fiiliyata dönüştürülmesinde emeği geçenleri tebrik ediyorum. Geleneğimizde devlet, diğer pek çok vasfının yanı sıra kimsesizlerin de kimsesidir. Vefat veya çeşitli sebeplerle ailelerini kaybeden evlatlarımıza sahip çıkmak, onlara analık babalık yapmak devlet olarak boynumuzun borcudur. Osmanlı döneminde Eytam Nizamnamesi’nden hala faaliyet gösteren Darüşşafaka’nın kuruluşuna kadar bu amaçla oluşturulmuş pek çok yapı vardır.
Tarihimizin en önemli kurumları olan ve tüm dünyaya da ülkemizden yayılan vakıfların hemen tamamının senedinde öksüzlere ve yetimlere sahip çıkma maddesi yer almaktadır. Rahmetli Kazım Karabekir Paşa’nın Doğu Anadolu’da 1. Dünya Savaşı yıllarında yetim ve öksüz kalmış çocuklara sahip çıkarak gösterdiği alicenaplık bugün hafızalarımızda hala canlıdır.”
“Ne doğru dürüst eğitim alabiliyor ne de meslek sahibi olabiliyorlardı”
Kazım Karabekir’in, himayesine aldığı 4 bin erkek ve 2 bin kız çocuğunun her türlü ihtiyaçlarını ve temel eğitimlerini karşılamanın yanında meslek sahibi de yaptığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu modelin maalesef devam ettirilemediğini söyledi.
Hükümete geldiklerinde devlet korumasındaki çocukların, yüzlerce kişinin kaldığı büyük yurtlarda adeta balık istifi şeklinde barındırıldığını hatırlatan Erdoğan, “Maalesef topluma uyum sağlayabilecekleri iklimden yoksun çocuklarımız, bu ortamda ne doğru dürüst eğitim alabiliyor ne de meslek sahibi olabiliyorlardı. Sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birliği yaparak devlet korumasındaki çocuklarımızın yetiştirilme modelini baştan sona değiştirdik.” diye konuştu.
Çocukları çok büyük yurtlarda, koğuş sisteminde barındırmak yerine ev düzenine geçtiklerini ve bu evleri de mahalle içlerinde açtıklarını belirten Erdoğan, “Çocuklarımızın, diğer ailelerin çocukları ile aynı okula gitmesini, aynı sokakta oynamasını, aynı atmosferi teneffüs etmesini sağlamaya çalıştık. Bugüne kadar 111 çocuk evi sitesi, 1193 çocuk evi ve 65 çocuk destek merkezi oluşturduk. Buralarda görev yapacak personelimizi özel eğitime tabi tuttuk. Halihazırda 13 bin 524 çocuğumuzun bakımını, aile ortamına en yakın şekilde hazırladığımız bu evlerde sürdürüyoruz.” ifadesini kullandı.
Ailelere destek vermek suretiyle çocukların mümkün olduğu kadar kendi anne, babaları veya yakınları ile yaşamasını sağladıklarını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz 18 yılda bu çerçevede verdiğimiz desteklerle 652 bine yakın çocuğumuzun, ailelerinin yanında hayatını sürdürmesini temin ettik. Sadece son 8 yılda yüzde 86’sı doğrudan annelere olmak üzere bu amaçla verdiğimiz destek miktarı 6,9 milyar liradır. Son dönemde ihtimam gösterdiğimiz ve geliştirmeye çalıştığımız bir diğer uygulama da ‘koruyucu aile sistemi’dir. Şu anda 7 bin 864 çocuğumuz, çok hassas bir şekilde tespit edilen ve sıkı şekilde denetlenen koruyucu ailelerin yanında hayatlarına devam ediyor. Üstelik bunların 795’i de özel gereksinimi olan çocuklardır.
Kimsesiz çocukları evlat edinen ailelere de ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Devlet korumasındaki çocukların kamuda istihdamı 1988’den beri sürüyor. Biz 2014’te bu çocuklarımızın kamudaki istihdamını merkezi yerleştirmeye dönüştürerek işlerini kolaylaştırdık. Ayrıca istihdamın, eğitim düzeylerine göre kendi branşlarında olmasını da temin ettik. Hükümete geldiğimizde kamuda işe yerleştirilen devlet korumasındaki çocuk sayımız 21 bin 300’dü. Bugün bu sayı 55 bini aşmıştır. Sadece son 2,5 yılda 7 bine yakın evladımızı kamuya yerleştirdik. Hayata geçirdiğimiz teşvik uygulaması ile 4 bin 600’e yakın gencimizin de özel sektörde istihdamını sağladık. Kimsesiz çocuklarımız için kamudan yaptığımız her kuruş harcamayı bu devletin başının gözünün sadakası olarak görüyoruz. İnşallah ‘aile yanında destek’ ve ‘koruyucu aile’ gibi uygulamaları daha da yaygınlaştırarak hem hiçbir evladımızın sahipsiz kalmamasını hem de toplumdan kopmamasını temin etmekte kararlıyız.”
Bir toplumun vicdanını ölçmenin en kestirme yolunun engellilere yönelik davranışına bakmak olduğuna işaret eden Erdoğan, engellilerine sahip çıkan toplumun yıkılmaz bir bünyeye sahip olacağını vurguladı.
Türkiye’de yıllarca bu konuda doğru politikalar geliştirilemediği için vicdanları sızlatan görüntülerin yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, “Engelli kardeşlerimiz toplumdan izole bir şekilde, evlerinin dört duvarı arasında yaşamaya mahkum edilmiştir. Hükümete geldikten sonra üzerinde en çok durduğumuz ve yakın takibini yaptığımız hususlardan biri de engellilerimizin topluma kazandırılması faaliyetleridir.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu amaçla 2005’te Engelliler Kanunu’nu çıkardıklarını, hemen ardından Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan ülkeler arasına girdiğini anımsatarak, günlük hayatını idame ettirmek için başka bir kişinin desteğine ihtiyaç duyan engellilere bakım hizmeti sunmaya veya bakımlarına destek olmaya başladıklarını belirtti.
Bugün 536 bine yakın engelliye, aileleri yanında bakım desteği sağladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
“Resmi ve özel 541 merkezde 29 bine yakın engelliye yatılı bakım hizmeti veriyoruz. Engellilerimizin ihtiyaç duydukları tüm sağlık hizmetleri Genel Sağlık Sigortası kapsamında karşılanıyor. Geçmişte her kurum için ayrı ayrı alınması sebebiyle ciddi sıkıntı kaynağı olan engelli raporlarının elektronik ortamda tüm kurumlar tarafından görülebilmesini de temin ettik. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın sosyal hayata katılmaları bakımından önemli olan erişilebilirlik konusunda çok ciddi düzenlemeler yaptık. Bugün de bir kısmına şahitlik ettiğimiz istihdam meselesinde de devrim niteliğinde adımlar attık. Kamu kurumlarındaki memur kadrolarının engellilere tahsisli olan yüzde 3’ünün etkin şekilde kullanılabilmesi için merkezi yerleştirmeye dayalı bir sistem kurduk.”
“Yoldaşlık yapmak şereflerin en büyüğü”
Erdoğan, aynı şekilde kamu işçi kadroları için de merkezi yerleştirme yöntemine geçildiğini hatırlatarak, “Böylece 2002 yılında yalnızca 5 bin 777 olan engelli memur sayımızı, 58 bin 319’a yükselttik. Böylece kamudaki engelli kontenjanlarının doluluk oranını yüzde 82 seviyesine kadar çıkardık.” dedi.
Tayinden yer değiştirmeye, iş yerindeki görev dağılımından mesai düzenine kadar her konuda engellilere pozitif ayrımcılık yaptıklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Tüm bu gayretlerimiz sayesinde engellilerimizin her alanda aktif şekilde hayatın içinde yer aldıklarına şahit oluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde de engellilerimize hizmet vermeye, daima yanlarında olmaya devam edeceğiz. Şehitlerimizin bizlere emaneti olan yakınlarıyla gazilikle şereflenen kardeşlerimizin kalbimizde ayrı bir yeri vardır. Bir insanın hiçbir mecburiyeti olmadığı halde bilerek ve isteyerek inancı ve vazifesi uğrunda ölümün üzerine yürümesi kadar büyük bir fedakarlık yoktur. Bunun için şehit yakınlarımız ve gazilerimiz daima başımızın tacı olmuştur. Rabb’imizin müjdesi olan bu payelerin vakarına, onuruna, hassasiyetini uygun davranan her kardeşimizle son nefesimize kadar yoldaşlık yapmak bizim için şereflerin en büyüğüdür. Milletimiz tarihi boyunca şehit yakınlarına ve gazilere sahip çıkmıştır. Devletimiz de geçmişten bugüne çeşitli düzenlemelerle bu insanlarımıza çeşitli imkanlar sağlamıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümete geldikten sonra şehit yakınları ve gazilerin hep üzerine titrediklerini, İstiklal Harbi’nden Kore ve Kıbrıs’a kadar geçmişten miras aldıkları gazilerin hak ve imkanlarını genişlettiklerini söyledi.
“Ciddi destekler veriliyor”
Terörle mücadelede, sınır ötesi harekatlarda, 15 Temmuz’da şehit olan ve gazilikle şereflenen herkese pek çok farklı kalemde ciddi destekler verdiklerini belirten Erdoğan, tazminattan maaşa, sağlık ve eğitim desteğinden istihdama kadar her konuda bu kişilerin kalbini mutmain edecek uygulamalara imza attıklarını dile getirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümete geldiğimizde bu kapsamda kamuda istihdam edilen kişi sayısı 6 bin 315’ti, bugün ise aynı kapsamda istihdam edilenlerin sayısı 45 bine yaklaştı. Elbette ne yaparsak yapalım şehitlerimizin ve gazilerimizin haklarını ödeyemeyeceğimizi, en büyük şerefin, bizatihi Rabb’imizin ve milletimizin nezdinde bu unvanlara sahip olmak olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte devlet olarak elimizdeki tüm imkanları şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin emrine sunmak suretiyle kendilerine şükranlarımızı ifade etmeye çalışıyoruz. Bu vesileyle bir kez daha tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Hadislerde cennetin 8 kapısından birinden yalnızca şehitlerin ve gazilerin gireceği müjdeleniyor. Rabb’im inşallah bizlere onlara layık olabilen zümreler arasına girebilmeyi nasip eyler.”
Türkiye’nin sahip olduğu hizmet altyapısının gücü ve sosyal devlet vasfının genişliğinin kriz dönemlerinde çok daha iyi ortaya çıktığına işaret eden Erdoğan, salgın döneminde sadece sağlık alt yapısının ve Genel Sağlık Sigortası’nın gücünün görülmediğini, aynı zamanda sosyal destek sisteminin kapsayıcılığının da test edildiğini ifade etti.
“En gelişmiş ülkelerde aşı sıkıntısı var”
“Neredeyse bir yıla yaklaşan salgın döneminde hamdolsun yüreklerimizi yakacak ne sağlık krizi ne de sosyal çöküntü görüntülerine şahit olduk.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Tam tersine 46 milyar lirayı geçen sosyal koruma kalkanı ödemelerimiz ve geniş bir alanda verdiğimiz desteklerle ülkemizin ayakta kalmasını sağladık. Bakın dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı sıkıntısı var. Biz ise hamdolsun şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödeme ile süratle aşılarımızı aldırmaya başladık ve ilk etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek. Süratle de aşılamayı başlattık, şu anda devam ediyor. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden dahi yürek burkan sahnelerin görüldüğü bir süreci ülke olarak biz en az sıkıntıyla geride bırakmayı başardık. Bu yılın bütçesinde sosyal destek harcamaları için ayırdığımız rakam 81 milyar lirayı geçiyor. İnşallah her kesimden vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu her an yanında olmayı sürdüreceğiz.”
Erdoğan, ataması yapılacak 3 bin 603 gence, engelliye, şehit yakınına, gaziye ve gazi yakınlarına kadrolarının hayırlı olmasını dileyerek, “Görev yerlerinizde her birinize başarılar diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.” diye konuştu.
Programda Erdoğan’a, İstanbul Saray Çocuk Evleri sitesinden Nuray Ariz ve Furkancan Gürel tarafından yapılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir çocuğun yer aldığı yağlı boya tablo hediye edildi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile beraberindekilerle butona basarak yerleştirme işlemlerini başlattı.