Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri sonrası AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanlarını ilk kez yüz yüze Brüksel’de bir araya getiren Dış İlişkiler Konseyi sonrasında basın toplantısı düzenledi.
Toplantının en önemli gündem maddelerinden birinin Latin Amerika ve Karayipler olduğunu aktaran Borrell, kıtaya Kovid-19 salgınıyla mücadele bağlamında destek sağlanması ve ikili ilişkileri geliştirme konusunda mutabık kalındığını belirtti.
Borrell, toplantının diğer bir konusunun Belgrad-Priştina Diyalog Süreci’ndeki hareketlenme olduğunu hatırlatarak, Dışişleri Bakanlarının ilişkilerin normalleşmesi için sürecin tekrar başlatılmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
Çin’in Hong Kong’da kabul ettiği güvenlik yasası hakkında da konuşan Borell, yasanın derin endişe yarattığının altını çizerek, AB’nin Hong Kong halkıyla dayanışma içinde olduğunu ve özerkliğini desteklemeye devam ettiğini dile getirdi.
Borell, görüşmede, Libya’daki gelişmelerin de ele alındığını kaydederek, “Libya’da durum kötüleşmeye devam ediyor. Silah ambargosunun delinmeye devam ettiğini görüyoruz. İrini Operasyonu’na da katkı sağlamak için yaptırım rejimini güçlendirmeyi planlıyoruz. Biz siyasi çözüm için tek seçeneğin Berlin Süreci olduğunu düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye-AB ilişkileri
Türkiye ile ilişkilerin ise bir diğer gündem maddesi olduğunu kaydeden Borrell, “uzun ve ilginç” bir tartışma gerçekleştiğini söyledi.
Borrell, “Dışişleri Bakanları, benim onlara Yüksek Temsilci olarak sunduğum sonuçları kabul etti ve bunlar gelecekteki ilişkileri belirleyecek.” diye konuştu.
Bu çerçevede Türkiye’nin önemli bir ortak olduğunu tekrar vurguladıklarını belirten Borrell, “Türkiye ile ilişkilerimizi AB değerleri ve çıkarlarıyla uyumlu olarak geliştirmek ve güçlendirmek istiyoruz.” dedi.
Borrell, Dışişleri Bakanlarının Türkiye’yle ilişkilerin zorlu bir süreçten geçtiği konusunda da hemfikir olduğuna işaret ederek, Doğu Akdeniz ve Libya’daki gelişmelerin AB’nin çıkarlarıyla çatıştığını dile getirdi.
Yüksek Temsilci Borrell, “Herkesin istediği ve desteklediği güven ortamının inşa edilmesi için Türkiye’nin AB çıkarlarına ve üye ülkelerin egemenliğine zarar veren tek taraflı faaliyetlerine son vermesi gerekiyor.” dedi.
“Diyalog ve müzakere yoluyla gerginliğin azaltılması ve uzlaşı sağlanması için yollar aramamız gerektiği konusunda mutabık kaldık.” diyen Borrell, “Diğer taraftan Türkiye’nin faaliyetlerinin ortaya çıkardığı sınamalara karşı atabileceğimiz olası adımlar üzerinde de çalışacağız.” ifadesini kullandı.
Borell, AB Konseyinin geçen yıl 15 Temmuz’da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine ilişkin kısıtlayıcı tedbirler için kabul ettiği çerçeve belgesini hatırlatarak, bu bağlamda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin talebi üzerine yeni adımlar atılabilineceğini ve konunun tekrar ağustos sonunda ele alınacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanlarının, Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasını kınadığını da aktaran Borrell, Türk yetkililere kararlarını gözden geçirmeleri için çağrıda bulundu.