NATO’da Türkiye’nin talebinin ardından düzenlenen olağanüstü Suriye toplantısı sona erdi.
Toplantı sonrası açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “İdlib’de Beşşar Esad rejiminin saldırıları devam etmekte. 2018’deki ateşkese acilen geri dönülmeli ve İdlib’de mahsur kalan insanlara yardım gönderilmelidir. Türkiye bu çatışmalardan en fazla etkilenen NATO üyesidir. Türkiye ile NATO arasında iletişim yolları açık olacaktır. NATO hava savunması dahil Türkiye’ye destek veriyor” dedi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Tüm müttefikler başsağlığı diledi ve Türkiye ile tam dayanışma içinde olduklarını ifade etti” açıklaması yaptı.
PRATİKDE DE DESTEK
Türkiye’nin İdlib konusunda NATO’yu bilgilendirmeye devam ettiğini belirten NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “NATO olarak pratikte de destek olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
NATO’nun halihazırda Türkiye’ye destek verdiğini ifade eden Stoltenberg, “Müttefikler, Türkiye için daha fazla ne yapılabileceğine bakıyor” dedi.
Stoltenberg, sabah saatlerinde Twitter’dan Türkiye’nin talebi üzerine NATO’nun Kuzey Atlantik Anlaşması’nın 4’üncü maddesinin işletildiğini duyurmuştu. İdlib’deki saldırının ardından Türkiye’nin talebi üzerine NATO’daki olağanüstü Suriye toplantısı yapmıştı.
NATO’nun Kuzey Atlantik Anlaşması’nın 4’üncü maddesi uyarınca bir müttefik toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğünde, tüm müttefiklerle danışma talebinde bulunabiliyor.
NATO’nun 4.Maddesi taraflardan herhangi birisinin saldırıya uğraması halinde olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi tanıyor.
4’ÜNCÜ VE 5’İNCİ MADDE
NATO’nun 4.Maddesi şöyle diyor: “Taraflardan herhangi biri, Taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm Taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır.”
NATO’nun 5. Maddesi ise taraflardan birine saldırıyı tüm ittifak üyerine saldırı olarak kabul ediyor:
“Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldın olursa BM Yasası’nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldın ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.”
Türkiye en son 2015’te 4’üncü maddenin işletilmesini istemiş, bunun ardından NATO Suriye’den kaynaklanan tehditlere karşı Türkiye’ye uyarlanmış güvence tedbirlerini kabul etmişti.
Bu çerçevede erken uyarı ve gözlem uçaklarının (AWACS) bölgede devriye gezmesi, Doğu Akdeniz’deki askeri unsurların artırılması ve istihbarat, keşif ve gözetleme faaliyetelerinin güçlendirilmesi gibi tedbirler öngörülmüştü.