Son yıllarda rağbet gören tren turları Van Gölü Ekspresi ile bizi Akdamar’a da ulaştırıyor. Akdamar Adası, Akdamar Kilisesi ve Van Gölü turun görülmesi gereken yerlerinin başında geliyor.
Öncelikle Van Ekspresi’nden bahsedelim. Doğu Ekspresi’nde ve Kars Ekspresi’ndeki yoğunluk Van Ekspresi’nde bir nebze daha az. Yine de biletinizi önceden almanızda fayda var.
HAFTADA 2 SEFER
Ankara’dan başlayan Van Gölü Ekspresi Tatvan’a gidiyor. Haftada 2 gün işleyen hat, Ankara’dan salı ve pazar günleri Tatvan’dan salı ve perşembe günleri hareket ediyor.
Burada da şu hatırlatmayı yapmakta fayda var. Ekspresin adı her ne kadar Van Gölü olsa da tren Van’a değil Van Gölü’nün batısında bulunan Tatvan’a yani Bitlis’e gidiyor. Yani bilet alırken boşuna Van Garı diye aratmayın, Tatvan Garı olarak aratın.
TREN BİLETİ FİYATLARI
Van Gölü Ekpsresi’nde de kompartımanlı, pulman, örtülü kuşet, yemekli ve yataklı vagon seçenekleri mevcut. Türk Devlet Demir Yolları’nın (TCDD) sitesinden alınabilen biletlerin fiyatlar ise, pulman: 48, örtülü kuşetli: 63,5, yataklı tek 187, yataklı çift 234 Türk lirası.
Tren; Ankara, Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Malatya, Elazığ Bingöl’ün ardından Muş ve Bitlis’in karlı dağ yamaçlarının manzarası ile Tatvan’a ulaşıyor.
Durduğu istasyonların kentlerine ekonomik ve turistik anlamda güzel etkiler bırakan tren 8 vagonu ile 320 yolcu taşıyor.
Elbette tren tek seçenek değil. Van’a havayoluyla gitmek de mümkün. Erken rezervasyonlar ile uygun fiyata uçak bileti de temin edilebilir. Böylelikle Van’ın eşsiz doğasını bir de havadan görme imkanına erişebilirsiniz.
NEMRUT KRATER GÖLÜ
Nemrut Krater Gölü’nün kuş bakışı görüntüsü de ayrı bir güzellik olarak hafızanıza kazınacak. 3 bin 50 metre yükseklikteki sönmüş volkanik dağ olan Nemrut Dağı’nda oluşan krater bölgesinde 5 göl bulunuyor.
Nemrut Krater gölü, Türkiye’nin en büyük krater gölü olduğu gibi Avrupa’nın da ikincisi. 17 yıl önce sit alan ilan edilen göl çevresinde termal kaplıcalar ve kayak merkezleri turizmi canlandırmayı hedefliyor.
Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluşan Van Gölü’nde (Şehir sakinlerine göre Van denizi) 4 ada mevcut. Adır, Akdamar, Çarpanak ve Kuş Adası.
Bu adalardan Akdamar’a düzenli tekne seferleri ile, diğer adalara ise özel seferlerle ulaşılabiliyor. Tüm adalarda Ermenilerden kalan şapel, kilise, manastır kalıntıları mevcut.
ADIR ADASI
Adır Adası, martıların kuluçka için sıkça tercih ettiği bir yer. Martıları rahatsız etmemek kaydıyla özel turlar ile şapel, kilise ve manastır kalıntılarını görebilirsiniz.
AKDAMAR ADASI
Akdamar Adası, üzerindeki Akdamar Kilisesi ile oldukça çekici bir destinasyon. Akdamar iskelesinden 20-25 dakikada bir kalkan teknelerle ile adaya geçebilirsiniz. Adaya müze kartınız varsa ücretsiz, yoksa oldukça cüzi bir fiyata giriş yapabilirsiniz.
Adada bulunan seyir terası Çadır Dağlarını görebilirsiniz. Seyir terasından sonra kiliseye olan yolculuğunuzda size badem ağaçları eşlik edecek.
Adada bulunan tek büfeden sıcak, soğuk içecekler alabileceğiniz gibi kendi kumanyanızı götürerek piknik de yapabilirsiniz.
Akdamar Adası, ilkbaharı selamlıyor – FOTO GALERİ
Paskalya ve özel dini günlerde ayin düzenlenen adadaya Gevaş iskelesinin yanı sıra, Edremit’ten özel seferlerle de ulaşabilirsiniz. Öte yandan Van’ın merkezinden kahvaltılı turlara da katılabilirsiniz.
ÇARPANAK ADASI
Yüz yıl önce yarımadayken suların yükselmesi ile ada halini almış Çarpanak Adası. Van merkez ve Çitören Köyü’nden tekne ile ulaşılabiliyor. Ancak son 10-12 yıldır tarihi doku ve tabiatının korunması için turizme kapalı.
KUŞ ADASI
Goldeki en küçük ada Kuş Adası. Diğer adalardaki gibi 13. yüzyıldan itibaren yapılan kilise ve şapellerden kalıntılar taşıyan bu adaya da ancak özel tekneler ile ulaşılabiliyor.
AKDAMAR KİLİSESİ
Kilise M.S. 915-921 yıllarında Ortaçağ Ermeni mimarisiyle Keşiş Mimar Manuel tarafından yapıldı. 7. yüzyıldan beri Kudüs’ten İran’a kaçırılan ve daha sonra Van’a getirilen Hakiki Haç burada muhafaza ediliyor. Kilisenin Ermenistan ile sıcak komşuluk ilişkilerine katkısı, önemli değerimiz Yaşar Kemal’in kampanyasıyla yıkımdan kurtuluşu gibi detaylarla seyahat yazısından çıkıp tarih yazısına dönmeyecek. Ancak kilisenin efsanesinden kısaca bahsedelim… Siz merak edip araştırın.
AH TAMARA
Zamanın birinde kilise papazının güzel kızı Tamara, karşı kıyıda yaşayan bir çobana aşık olur. Çoban her gece yüzerek adaya geçer bu şekilde aşk yaşarlar. Ancak gün geçer ve papaz durumu farkeder. Kızını kiliseye kapatır. Eline aldığı bir fener ile çobanı beklemeye koyulur. Çoban ışığa doğru yüzer ancak papaz, sürekli yer değiştirerek çobanı şaşırtarak kıyıyı bulmasını engeller. Çoban sonunda yorgun düşer ve suya gömülür. Son sözleri ise “Ah Tamara” olur. Bu sözler dilden dile dönerek Akdamar halini alır.