G20 Liderler Zirvesi için Japonya’ya giden Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Mukogawa Kadın Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. 127 milyon nüfuslu Japonya’da 800 üniversite bulunduğunu cd bunun yüzde 10’unun kadın üniversitesi olduğunu belirten Erdoğan Türkiye için böyle bir modelin uygulanabileceğini söyledi. Erdoğan şunları söyledi:
DOĞRUSU BİZDE BÖYLE BİR ŞEY YOK
Bu tabii gerçekten bizler için çok ama çok anlamlı. Doğrusu bizde böyle bir şey yok. Olması halinde de neler olur o ayrı bir soru işareti ama Japonya bu noktada çok önemli bir örnek ve şu anda çatısı altında bulunduğumuz üniversitede tabii hemen daha anaokulundan alıp ilk, orta, lise ve üniversite… Üniversitede 10 bin öğrenci, diğerlerinde de 2 bin öğrencinin olması ayrı bir anlam taşıyor. Bu vesileyle ben üniversite yönetimini, rektörü, senatosu, hepsini ayrı ayrı kutluyorum, tebrik ediyorum. Bu üniversiteyi inceleyeceğim. Bunun yanında toplam 80 kadın üniversitesini, şu anda Büyükelçime de görev veriyorum, incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız. Binlerce kilometre ötede sizin gibi vicdan sahibi dostlarımızın olduğunu bilmek, Türkiye’nin ve Türk Milletinin kararlılığını da arttıracaktır.
İSTANBUL SEÇİMLERİ MESAJI
Bizim inancımıza göre her zorluğun ardında muhakkak bir kolaylık vardır. Yine inancımıza göre ilk başta sıkıntılı, aleyhimize görünen pek çok şeyde daha ardından hayır olabilir. Şahsımın siyasi hayatında okuduğum şiirden dolayı çarptırıldığım bir hapis bazı çevreler tarafından adeta bir son, bitiş, tükeniş olarak görülürken bizim önümüzde yepyeni bir yol açıldı. 1999 yılında bir mahkeme kararıyla nokta koyulmak istenen hikayemiz, 2001’den itibaren yeni bir kimlikle yeni bir dinamizmle çok daha güçlü bir kadroyla adeta yeniden dirildi. Aynı şekilde milletimizin mazisinde de ilk başta bize acı çektiren, üzüntü ve sıkıntı veren hadiselerin daha sonra hayırlara vesile olduğunu görüyoruz. Bizim tarihimizde bir İnebahtı olayı vardır. Bu İnebahtı’da öyle diyordu komutan, ‘Onlar İnebahtı’nda bizim sakalımızı traş ettiler ama biz öyle bir an gelir ki kollarını keseriz, kesilen sakal gür biter ama kol yerine gelmez.’ Onun için bu tür yenilgiler bir bitiş değil, ardından bazen öyle olur ki yeni bir dirilişin aynen o Japon darbımeseliyle ilgili ifade ettiğim gibi ayağa kalkmaya vesile olur.
SURİYELİLER İÇİN 37 MİLYAR DOLAR HARCADIK
Ülkemiz güney komşusu Suriye’de 8 yıldır süren bir iç savaşla, batısında düzensiz göçle, doğusunda istikrarsızlıkla mücadele ediyor. Afganistan’dan İran’a, Kuzey Afrika’dan Yemen ve Libya’ya uzanan kriz kuşağında yer alıyoruz. Hem coğrafi konumumuz hem de tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımız sebebiyle bu kriz kuşağında yaşanan her hadiseyle ilgilenmek mecburiyetinde kalıyoruz. Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizdeki tüm krizlerde demokrasinin, özgürlüklerin, adaletin ve hakkın yanında yer aldık. Sınırlarımıza dayanan az önce de ifade edildi, 3,6 milyonu aşkın Suriyeli, bunun dışında Iraklıları, Afganları da kattığımız zaman 4 milyona ulaşıyor. Hiçbir ayrım gözetmeden kapımızı ve gönlümüzü açtık ve birilerine rağmen bunu yaptık. BM hesaplamalarına göre bugüne kadar Suriyeli mülteciler için 37 milyar doları aşan harcama yaptık.