Erdoğan’ın resepsiyon sonrası buluşmasına Bahçeli davet edilmedi

Bahçeli

Meclis’teki 23 Nisan Resepsiyonu’nda gözler Türkiye İttifakı söyleminde ayrışan iki lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’deydi. Yan yana kısa görüntü verdiler. Basına ayrı ayrı demeç verdiler.

Ankara kulisleri Türkiye İttifakı söylemiyle muhalefetle bir yakınlaşma olabileceğini işaret ediyor.

BAHÇELİ DAVET EDİLMEDİ

Resepsiyon sonrası Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un odasında bir buluşma gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süleyman Soylu’nun da içinde olduğu bakanlar ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici vardı ama Bahçeli’ye bir davet gitmedi.

“CUMHUR’DAN KASTIMIZ TÜM TÜRKİYE’DİR”

Resepsiyonda bir gazeteci Erdoğan’a Bahçeli’nin “Bizim ittifakımız cumhurdadır” sözünü hatırlatmıştı. “Kendisinin Türkiye ittifakına mesafeli yorumları oldu. Nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna Erdoğan şu yanıtı vermişti:

Ben bizzat kendilerinden dinlemediğim için bir şey diyemem. Benim Türkiye ittifakıyla kastım… Cumhur’dan kastımız nedir? Tüm Türkiye’dir. Türkiye ittifakı da Cumhur İttifakı’nın farklı bir versiyonudur. Biz şu anda 82 milyonu farklı farklı şeylere ayırarak konuşamayız. 82 milyonu biz bir ittifak içerisinde ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ olarak topluyoruz. Kastımız da budur.

“BİZE ULAŞAN BİR BEYAN YOK”

Bahçeli’ye de “Türkiye ittifakı sözüyle ilgili ne kastediliyor? diye sormuştunuz. Bu süre içinde bir açıklama, neyin kastedildiğine ilişkin bir mesaj geldi mi?” sorusu yöneltilmişti. Bahçeli şunları söylemişti:

Bize ulaşan, ayrıntıları hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan bir beyan olmadı.

Bahçeli devamında Davutoğlu’nu eleştirmişti:

Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin sözcüleri dışında hangi partinin sözcüsü ne söylemiş, bu söylediklerinin arasında bir ağız birliği, söz birliği ne var, bir de Ahmet Davutoğlu’nun bir gün evvel yapmış olduğu açıklamayla ne kadar örtüşüyor? Bütün bunları dikkate aldığınız vakit, Türkiye’de gelecekle ilgili yeni bir şekillenme arzusu taşıyan bir anlayışın yavaş yavaş gündem bulmaya çalıştığı bir ortamda olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Bu metinleri yan yana getirirseniz buradan çok şey çıkar. Mesela daha evvelden de kendisinin ifadesiyle ‘AKP’nin ikinci genel başkanı, aynı zamanda seçilmiş son başbakan’ diye sözleri var. Böyle bir zamanda, yani 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki değerlendirmeleri, CHP ile uzun süren, 32 günü bulan karşılıklı görüşmelerini bütünüyle değerlendirdiğiniz vakit bana göre ülke için çok hayırlı gelişmelerin olduğu kanaatindeyim. Yani her siyasi partideki kamburlar, keneler, yavaş yavaş ayıklanacak, öyle söylüyorum.

Exit mobile version