İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Geçici koruma statüsünü askıya alan ve göçmenlere biber gazı sıkan bir ülke, ahlaktan bahsedemez.” ifadelerini kullandı.
Altun, Twitter hesabından İngilizce yaptığı paylaşımda, Yunanistan’ın mültecilere korkunç davrandığını ve sonra da dönüp suçu Türkiye’ye attığını belirterek “Bu, yıllardır alıştığımız türde bir çifte standart ve ikiyüzlülüktür. Geçici koruma statüsünü askıya alan ve göçmenlere biber gazı sıkan bir ülke, ahlaktan bahsedemez. AB, Avrupa’nın mülteci ‘istilası’na uğramasını önlemek için belli ki yeni cephe gözüyle baktığı Yunanistan’a yardım etmeye çalışıyor. Avrupa’nın son 9 yıldır benimsediği güvenlik odaklı yaklaşımı tam da buydu.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’de devam eden insani acıların son bulması için Avrupa ve uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini belirten Altun, zulme devam eden ve tehlikesi süren rejimin durdurulması gerektiğini bildirdi.
Altun, uluslararası toplumun da girişimlerini Yunanistan’a değil, Suriye’ye yönlendirmesi gerektiğini kaydetti.
Avrupa Birliğinin (AB) 2015’te Türkiye ile yapmış olduğu anlaşmanın da insani odaklı değil, güvenlik odaklı bir zihniyete dayalı olarak mültecilerin Avrupa’ya geçişini önlemek için yapılmış bir anlaşma olduğunu vurgulayan Altun, şunları kaydetti:
“O zaman bile AB, finansman, vize serbestisi ve diğer birçok konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmedi. Türkiye bütün yükü üstlendiğinde, Avrupa için mülteci krizi de sona ermiş oldu. Aslında kriz sona ermemiş, Türkiye’nin girişimleri sayesinde Avrupa’ya etkileri sınırlandırılmıştı. AB, her şey yolundaymış gibi davranıp, Suriye’de yaşanan insani felaketi görmezden geldi. Kaynaklarımızı, Avrupa’ya göçün önlenmesi yerine İdlib’den gelen mültecilere ve yerlerinden edilmiş insanlara çevirerek, mülteci politikamızı değiştirmemiz gerekti. Ulusal, ekonomik ve askeri kaynaklarımızı bu bağlamda kullanıyoruz. AB’nin ise halen tek derdi Avrupa’ya göç.”