Çözüm sürecinde akil insanlar heyetinde olan Türk sinemasının değerli ismi Kadir İnanır, Hürriyet gazetesinden İpek Özbey’in sorularını cevapladı.
– Türkiye bir çözüm süreci yaşadı. Siz de akil insanlardan biriydiniz. Dağ tepe ülkeyi dolaştınız, 50 yıldır da bu ülkede sinema yapıyorsunuz. Sizin gözünüzden Türk toplumunun en büyük sıkıntısı ne?
“Eğitimsizlik demeyeceğim, eğitimsiz bırakılmışlık diyeceğim. Fakirlik demeyeceğim, fakir bırakılmışlık diyeceğim. Bakın, aydınlık dünyayı görmesin diye karanlıkta bırakılmış bir toplum çok kolay kullanılır. Sistem dediğimiz mekanizma da kendi varlığını sürdürürken bundan beslenir. Ben o yüzden bu halka ‘Neden böyle düşünüyor’ diye laf etmem, elimden geldiği kadar da laf ettirmem. İleri bir ülkede toplumun beğenmediği bir şeyi uygulamaya kalkarsanız tepki görürsünüz.”
“Tevekkül, yani her şeyi Tanrı’ya havale etmiş toplumlara ‘Düşün’ ve ‘Gör’ diyemezsiniz ki. Onun karnını doyurmak gibi temel başka sorunları vardır zaten. Ben asla halka kızmam… Biz ülkemizi sevmeyi öğrenmeliyiz, bu topraklarda yaşayan bütün kimliklerin, kültürlerin kıymetini bilmeliyiz, herkes için eşit fırsat yaratabilmeliyiz. Bu ülkenin nehirlerini, ovalarını hiçbir yerde bulamazsınız. Bir Konya ovasına iki tane İsrail sığar. Daha eğitimli, daha refah bir toplum için sürekli mücadele içinde olmamız ve durmadan, yorulmadan daha iyiyi aramamız gerekiyor.”
KADİR İNANIR: SİNEMA YASASI DEĞİL,
MISIR YASASI
– Son çıkan ‘sinema yasası’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Sinema yasası değil o, mısır yasası. Dilimizde tüy bitti. Afrika’nın Cibuti Cumhuriyeti’nde bile telif hakları var, ayıptır. Bu filmleri var eden bir dolu etmeni yok sayıp, sadece yapımcıyı muhatap alamazsınız. O çok sevdiğim oyuncu arkadaşlarıma soruyorum şimdi: O filmlerin sadece oyuncusu olsalar bu kadar feryat edecekler miydi? Kültür Bakanı neden dört yapımcıyla toplanıyor? Bizim mesleğimizin dinamikleri var. Hepsi bir araya gelmeliydi. Ayrıca bir önerim var, bunu lütfen ciddiye alsınlar. Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı ayrılmalıdır. Mısır yasası çıkarmasınlar demiyorum ama sinema yasası da çıkarsınlar.”
‘HALK EKONOMİK HUZUR İSTİYOR’
– Türkiye geçen hafta yerel yöneticilerini seçmek için sandık başına gitti. Sonuçlar beklediğiniz gibi mi? Seçmenin mesajını nasıl okudunuz?
“En önemlisi, halk herkesi barışa, barışmaya davet etti. Gerilim istemiyor. Ekonomik huzur istiyor. Böyle olursa bütün sıkıntıları aşacağız demek istedi. Tabii şunu bilmemiz gerekiyor. Türkiye’nin birinci partisi AKP’dir. Bir şey yapılacaksa onu yanımıza almadan yapamayız.”
– Kilit kelimeniz ‘barış’…
Barış olmazsa hiçbir şey olmaz ki… Barışın olmadığı yere yatırımcı ve “turist gelmez. Barışın olmadığı yerde üretim olmaz. Bütün evler, yuvalar darmadağın olur. İşin, aşın olmadığı yerde cinayetler, boşanmalar başlar. İş bulamayan belki suça karışır, hırsızlık, arsızlık başlar. Yazılı hukuk kuralları bozulur, herkes kendi hukukunu uygulamaya başlar. En fenalarından biri, ülkeden kaçışlar başlar. Şunu söylemek istiyorum: Göreceksiniz bu ülke çok zengin olacak. Ortadoğu’daki bütün enerji kaynakları Türkiye üzerinden geçecek. Geçtiği yerde bölge insanları iş bulacak. Huzur olduğu için yatırım gelecek. Bütün önemli fabrikalar coğrafyanın merkezi diye burayı seçecekler. Kaçanlar geri gelecek.
Yurt dışına para kaçıranlar da paralarını geri getirecekler. Git Avrupa’nın şehirlerine, Türkiye’den kaçanlar birbirinin omzuna çarpıyor. Bu ülkeden utanmadan çok para kaçırdılar. Çoğunlukla bu ülkede vergiler dürüstçe ödenmedi. Vergisi ödenmeyen yerde devlet ne yapabilir? Önce vatandaş, vatandaşlık görevini yapacak. Paralarını kaçıranlar geri getirsin. Ayıp, bir tane iş yapıyorum, faturayı kesiyorum, o gün KDV’si kesiliyor. Biz enayi miyiz yani? Paraları yurt dışına kaçırmak ahlaksızlıktır. Vatanını seven adam mücadelesini burada verecek. Kimse ülkesini terk etmesin.”
– Türkiye’nin yeniden bir çözüm sürecine gireceğini düşünüyor musunuz?
“İnanıyorum. Bugüne kadar yanılmadım, inşallah yine yanılmam.”