Ankara’nın ABD’nin S-400 mektubuna cevap verdiği gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan da dikkat çeken bir çıkış geldi. Soylu ‘S-400 bizim özgürlüğümüz ve bağımsızlığımızdır. Koruyoruz evimizi’ diye konuştu. Soylu’nun Deniz Ticaret Odası’nda yaptığı konuşmadaki sözleri şöyle:
KANDİL’DEN SARAÇHANE’YE TÜNEL AÇACAKLAR
Çok net söylüyorum. ‘Bize S-400 alma’ diyor. Yoktu bundan önce imkanımız. İmkanımız var, parayı basar alırız. Özgürlük ve bağımsızlığımızı satın alıyoruz. Ben ne yaptığımızı biliyorum. Siz de biliyorsunuzdur. S-400 bizim özgürlüğümüz ve bağımsızlığımızdır. Koruyoruz evimizi. İstanbul’u teslim edeceğiz, kime? Geldiği gün belediye logosunu LGBT logosuna değiştiren kişiye teslim edeceğiz. Bugün Selahattin Demirtaş açıklama yapacak; Kandil’den Saraçhane’ye tünel açacaklar. Ben bir tehlikeyi anlatmaya çalışıyorum. Gözünü karartmış marjinalizm ve rövanşizm mantığı ile teslim almaya çalışıyor. Adam açık açık it demiş devletin valisine, görevini yaptığı için. Ne yapacak vali? Görevini yapacak.”
İSMAİL KÜÇÜKKAYA’YA TEPKİ GÖSTERDİ
Soylu, İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde yapılan Binali Yıldırım-Ekrem İmamoğlu tartışmasına da tepki gösterdi:
Geçen akşam herkesin gözü önünde oldu; bir televizyon programına çıkıyorsunuz. Başından itibaren taraflılık çok net kimse sesini çıkarmıyor. Milletin ihbarı olmasa biz bunu anlayamayacağız. Böyle bir şey olabilir mi? Moderatör, Binali ağabeyle işi salmak için telefonla konuşuyor. Tam bir tezgah, öbür adayla da oturuyor otelde saatlerce bu işin provasını gerçekleştiriyor. Hepimiz aldatıldık. Bir özür hakkı yok mu? Niye insanlar tepki göstermiyor? Eğer bu işi söyleyemeyeceksek, 3-5 tane gazeteciye bırakacaksak yapmayalım bu işi.
Binali ağabeye diyor ki programda; ‘Sayıştay’ın bu kadar borcu var.’ Biz devlet yönetiyoruz. ‘Bu kadar borç’ diyor, yolsuzluk ortaya koyuyor. Yalan bu kadar usturuplu bir şekilde konuşulmaz. Hepimiz kamudayız, Sayıştay şunu yapar; bir yolsuzluk varsa bunu mahkemeye taşır ama Sayıştay bir takım yönetimlerde şunu şöyle yapmanız daha iyi olabilir diye… Tam da budur işte. Burada bir kamu yolsuzluğu söz konusu değil ki, yol gösterme var.