Çözüm sürecinin noktalanmasının ardından Anadolu Ajansı, Abdullah Öcalan’a ilişkin haberleri medyaya ‘terör örgütü PKK elebaşı’ unvanını kullanarak servis ediyordu. Öcalan’a sürpriz bir şekilde avukatlarıyla görüşme izninin verilmesiyle birlikte AA’nın üslubu da değişti.
Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul’daki itirazlara ilişkin tarihi kararını vermeden hemen önce Abdullah Öcalan’a 8 yıl sonra avukatlarıyla görüşme hakkı tanınmıştı.
Adalet Bakanlığı tarafından verilen bu izin İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine ilişkin karar çıktığı takdirde AK Parti’nin HDP’nin desteğini talep edeceğine yönelik yorumlara neden olmuştu.
Öyle ki Öcalan da ‘toplumsal uzlaşma’ mesajı vererek söz konusu iddialara zemin hazırlayan ifadeler kullanmıştı.
İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Sorunların çözümünde her türlü kutuplaşma ve çatışma kültüründen uzak demokratik müzakere yöntemine şiddetle ihtiyaç vardır. Türkiye’nin ve hatta bölgenin sorunlarını başta savaş olmak üzere fiziki şiddet araçları ile değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz.
YSK, İstanbul’da seçimlerin iptali ve yenilenmesine karar verdi. YSK’nın bu kararına ilk yorum yapan parti HDP oldu. Parti, YSK’nın kararını ‘hukuksuzluk’ olarak yorumladı. Hemen ardından HDP’li Ertuğrul Kürkçü 23 Haziran’da yeniden gerçekleştirilecek olan seçimde HDP’nin yine 31 Mart yerel seçimleriyle aynı çizgide kalacağını ifade etti.
Zira HDP seçmeni Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da büyükşehir belediye başkanı seçilmesi için önemli bir ölçüt olarak görülüyor. Aslında sadece İmamoğlu için değil Binali Yıldırım için de geçerli. Yıldırım yerel seçim sürecinde Kürt seçmenin oylarına talip olduğunu açık açık belirtiyordu.