Okulların ve kreşlerin açılmasıyla birlikte ebeveynlerin de çocukların sağlığı ile ilgili endişeleri artıyor, peki çocuğunuzu hastalıklardan nasıl korursunuz? Mevsim geçişi, okul dönemi kalabalık sınıflar ve alanlar hastalık sezonunu da beraberinde getiriyor. Ebeveynler, çocuklarının bağışıklıklarını kış dönemine güçlü bir şekilde hazırlamak istiyor. Bunun çözümü ise iyi bir sindirim sistemine sahip olmaktan geçiyor. Peki, sonbaharda çocukları hastalıklardan korumak ve sağlıklı yaşam sürmeleri için ne yapmak gerekiyor? Prof. Dr. Metehan Özen, probiyotik tüketimi ile bağışıklığı kuvvetlendirmenin önemine vurgu yapıyor.
Probiyotik (canlı mikroorganizmalar) nedir?
Probiyotikler, yeterli miktarda kullanıldığında kişiye yarar sağlayan ”canlı mikroorganizmalar” olarak tanımlanıyor. Kelime olarak ise “yaşam için” anlamına geliyor. Sırları henüz tam olarak çözülemeyen insan vücudunun 30 trilyon civarında hücrenin birbiriyle koordineli ve dengeli çalışması sayesinde yaşamına devam ettiğini belirten Prof. Dr. Metehan Özen “İnsanoğlu, vücudunda bulunan yaklaşık 40 trilyon bakteriyle beraber yaşıyor. Sağlıklı yaşam için atalarımızdan miras kalan bu dengeyi korumalıyız. Bağırsak florası, aslında daha doğru bir isimlendirmeyle, bağırsak mikrobiyotası “yararlı” ve “zararlı” mikroplardan oluşuyor. Bağırsak florası mikroplara karşı vücudun korunmasından, gıdaların etkili şekilde sindirilmesinden, gerekli vitaminlerin üretilmesinden ve bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasından sorumludur. Mikrobiyotanın dengesi bozulduğunda zararlı mikroorganizmaların sayısı hızla artıyor ve hastalıklar yaşanıyor. Özellikle fast-food beslenmeyi alışkanlık haline getiren, katkı maddesi yoğun olan ürünlerle beslenen, karın ağrısı ve gaz nedeniyle sindirim problemi yaşayan, stresle boğuşan, sık veya uzun süren enfeksiyon geçiren kişilerin uygun bir probiyotik kullanmasında yarar bulunuyor” dedi.
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının %40’ında antibiyotik kullanılıyor
Okul öncesi çocuklarda yılda en az 3-6 kez üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) atağı yaşandığını belirten Prof. Dr. Metehan Özen, bu vakaların en az yüzde 40’ında antibiyotik kullanımını gerektirecek komplikasyonlar geliştiğini belirtiyor. Sadece çocukluk çağında değil, erişkinlerde de benzer durumlar yaşanabiliyor. ABD Hastalık Kontrol Merkezi’nin verilerine göre, ÜSYE erişkinlerde yıllık 20 milyon iş günü kaybına yol açarken, ekonomik etkisinin ABD’de yıllık 40 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Probiyotik kullanımı çocukları okul döneminde hastalıklardan korur
Hekim ziyaretlerinin en sık nedeninin akut üst solunum yolu enfeksiyonları olduğunu söyleyen Özen, bu durumun özellikle çocuklarda ve yaşlılarda büyük önem taşıyan bir sağlık sorunu olduğunu belirtiyor.Prof.Dr.Metehan Özen, “Üst solunum yolu enfeksiyonları çoğunlukla virüs kaynaklı olmakla birlikte, gereksiz antibiyotik kullanımının ve toplumda tehlikeli boyutlara ulaşan antibiyotik direncinin en önemli sebebi. Üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) gibi yaygın görülen enfeksiyon hastalıklarından korunmada probiyotiklerin kullanımı büyük önem taşıyor. Çocuklarda, ÜSYE’den koruma amaçlı probiyotik kullanımı ile ilgili yapılan klinik çalışmalar ve bunları bir araya getiren meta-analizlerde de belirtildiği üzere, uygun suşları içeren probiyotiklerle 3-6 ay süreli profilaksi yapılması, ÜSYE sıklığını anlamlı derecede (ortalama %25-30 oranında) azaltmaktadır.
Kreş döneminde başlayarak okul çağı çocuklarında sık antibiyotik kullanımının ve hazır gıda tüketiminin zararlarına karşı düzenli probiyotik kullanımının faydalı etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Özen, probiyotiklerin sadece bağırsak mikrobiyotasını dengeleyerek kolonizasyon gücünü artırmakla kalmayıp, bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkileri sayesinde ÜSYE sıklık ve şiddetini azaltacağına dikkat çekiyor.
Probiyotik kullanımı ne kadar sürmeli?
Üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmada probiyotiklerin kullanım süresinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Metehan Özen, “Büyük çoğunluğu virüs kaynaklı olarak ortaya çıkan ÜSYE, ülkemiz gibi ılıman iklime sahip ülkelerde, mevsimsel özellik gösteriyor. Bu nedenle okulların açılmasıyla beraber probiyotik kullanımına başlanarak en az 3 ay devam edilmesi oldukça önemli. Fayda sağlanabilmesi için çocuklarda ve erişkinlerde, grip salgını bitene kadar yani bahar aylarına dek kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Çocuklar tarafından rahatça tolere edilebilecek tat ve aromaya sahip probiyotiklerin, aç ya da tok karnına günde tek doz alımı yeterlidir” dedi.
Probiyotik seçiminde dikkat edilmesi gereken
Prof. Dr. Metehan Özen, probiyotik etkisi gösteren ürün almak isteyen ebeveynlerin Avrupa standartlarına sahip kaliteli tesislerde üretilen, içerisinde hangi suşun, hangi miktarda bulunduğu belli olan, son kullanım tarihinde bile aynı dozda probiyotiği barındıran ve muhakkak klinik çalışmalarla faydalı sağlık etkisi gösterilen probiyotikleri tercih etmesini öneriyor.