Deprem korkusu nedir? Deprem korkusu nasıl geçer?

Deprem korkusu, birçok insanın yaşadığı bir durum ve farklı düzeylerde ortaya çıkabilir. Kimi insanlar sadece hafif bir tedirginlik hissederken, kimileri ise büyük panik atakları yaşayabilir. Deprem korkusu doğru bilgi, hazırlık ve gerekli durumlarda profesyonel yardım alarak azaltılması mümkündür.

Deprem korkusunun geçmesi için uzmanların önerdiği yöntemleri sizin için derledik. Deprem olasılığı yüksek olan bölgelerde yaşayan insanlar, depremin nasıl meydana geldiğini, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında nasıl hareket etmeleri gerektiğini öğrenerek endişelerini azaltabilirler. Kişinin kendine güvenini artırması, deprem öncesinde ve sonrasında ne yapacaklarını planlaması, bir acil durum çantası hazırlaması ve bu konuda gerekli eğitime sahip olması deprem korkusunun oluşmasını engeller.

Deprem, sonuçları öngörülemeyen bir doğal afet olarak tanımlanmaktadır. Ancak, uzmanlar deprem korkusunun herkeste yaşanabileceğini belirterek, bu korkunun kişinin yaşamını çok önemli oranda etkilemesi ve uyku düzeninin bozulması halinde deprem fobisinden söz edileceği konusunda da çok önemli vurgulamalarda bulunmaktadır.

Deprem korkusunun bir diğer adı ‘seismophobia’, ölüm ve kaybetme fobisiyle bağlantılıdır. Dolayısıyla, kişilerin bu korku, endişe ve anksiyeteden başarılı bir şekilde kurtulmak için profesyonel destek almaları çok yararlı olabilmektedir. Bu durumda, bir psikolog veya psikiyatrist yardımıyla korkularını azaltmak için terapi alabilirler. Deprem korkusu, yaygın bir durumdur ancak doğru bilgi, hazırlık ve gerekli durumlarda profesyonel yardım alarak bu korkuların azaltılması mümkündür.


Deprem korku ve endişeyi tetiklemesi ise, oldukça doğal bir reaksiyondur.

*

Deprem Korkusu Belirtileri Nelerdir?

Depremler travmatik olaylar olup hem fiziksel hem de psikolojik etkiler yaratmaktadır; “Seismophobia” olarak adlandırılan deprem korkusu veya fobisi, kişinin yaşadığı ölüm veya sevdiklerini kaybetme korkusudur. Bu korkudan etkilenen kişilerde huzursuzluk, tedirginlik, baş dönmesi, titreme, terleme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtiler, karanlık ortamlardan kaçınma, deprem ile ilgili konuşmalardan uzak durma gibi davranışlar görülmektedir.

Depremler mağdurların yakınlarını da etkilediği gibi, depreme yakından ya da medya aracılığı ile tanık olan kişilerin yanı sıra destek-yardım çalışmalarında görev alan kişiler ve/veya personeller de olumsuz etkilenebilmektedir.

Deprem Sonrası Ne Zaman Destek Alınmalı?

Deprem sonrası kişisel özelliklere göre farklılaşan tepkiler, doğal reaksiyon olarak normal olarak görülen anormalliklere karşı verilen normal tepkilerdir. Bu tepkiler fizyolojik, bilişsel, duygusal ve davranışsal olarak çeşitlenmektedir. Örnek olarak, fizyolojik tepkiler arasında yorgunluk, bulantı, baş ağrısı, tikler, baş dönmesi gibi durumlar sınıflandırılabilirken; bilişsel tepkiler arasında hafıza problemleri, dikkat sorunları ve karar vermekte güçlükler yer almaktadır.

Davranışsal tepkiler arasında uyku problemleri, sık ağlama, tedirginlik hali, isteksizlik, alkol-madde kötüye kullanımı; Duygusal tepkiler arasında kaygı, depresyon, suçluluk hissetme, kendisine veya başkalarına zarar geleceği beklentisi gibi tepkiler dikkatle gözlenmeli ve bir aydan uzun sürmesi durumunda psikiyatri ve/veya psikolojiye yönlendirilmeyi gerektirebilir.

Öncelikle bu konuda istekli ve işbirlikçi olmakla, bilimsel temelli kısa süreli psikolojik desteğin alınmasıyla, deprem korkusunu üstesinden gelmek mümkün. Korkulan durumlardan kaçınmak yerine, korku ile karşılaşmak ve kontrol duygusunun gelişmesi, çaresizlik duygusu ve travmatik stres belirtileri arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırabilir. Bu nedenle, deprem korkusu ile başa çıkmanın olumlu ve akılcı bir yolu olduğu anlaşılmaktadır.

Deprem Sonrası Korkuyla Nasıl Baş Edilmelidir?

Deprem yaşayan kişilerin korkuyla başa çıkabilmesi oldukça önemlidir; bu nedenle, kişi depreme yakalandığı yerden uzaklaşıp kendini güvenli bir ortama almalıdır. Güvenli alana aldıktan sonra, depremden uzaklaşmak için farklı konularda odaklanmak kişinin rahatlaması açısından faydalı olacaktır. Ayrıca, ‘Şu anda güvenli alandayız. Güvenliğimizi tehdit edecek bir durum şu an yok’ gibi olumlu iç telkinlerde bulunmak da kişinin stresle baş edebilmesinde yardımcı olacaktır. Buna ek olarak, nefes egzersizleri de rahatlamasına yardımcı olacaktır.

Kişinin bu yöntemleri uygulamasına rağmen tedirginlik, endişe ve korkusu devam etse bile, depresyonun üzerinden geçen günlerde akut travmanın etkileri arttığında, kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyen travma sonrası stres bozukluğu olma ihtimali bulunmaktadır. Bu durumda, bir uzman tarafından destek almak, ciddi psikiyatrik sorunlara neden olmadan önlem almayı sağlayabilir.

Sosyal Medya Uyarısı

Sosyal medyadaki olumsuz görüntülerin travmaya maruz kalmayı artırabileceğini uzmanlar belirtiyor. Enkaz kaldırma, arama ve kurtarma çalışmalarını takip etmek, yaralıların çıkarılmasını izlemek ve acılı insanların çıkardıkları sesleri duymak, travmayı daha fazla hissetmemize neden olacaktır. Sadece Haber olarak haber alma ve olan biteni takip etmek istiyorsanız, güvenilir kaynaklardan medyayı takip etmeyi tercih etmenizi öneririz. Çocuklarınızın da depremle ilgili görüntüleri görmemesini özellikle sağlamaya çalışın.

Exit mobile version