Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin bir grup bilim insanı 4 yıllık bir çalışma sonucunda eklem rahatsızlıklarına frenk üzümünde çare buldu.
Eklem rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan ve dünya genelinde sadece yengeç, karides gibi kabuklu deniz hayvanlarında rastlanan “glukozamin” maddesi frenk üzümünden sıvı olarak elde edildi.
DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyokimya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Bülbül ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Dönmez, kimyasal içermeyen glukozamin maddesini, frenk üzümünden sentezlemeyi başardı.
250 MİLYARLIK İTHALATIN ÖNÜNE GEÇECEK
Bulunan ürün sayesinde Türkiye’nin Çin’den her yıl 250 milyon dolar civarında ödeme yaparak ithalat yapmasının önüne geçeceği gibi döviz girdisi de sağlayacak.
Prof. Dr. Bülbül, gündelik aktivite ve yaşam standartlarını oldukça fazla etkileyen eklem rahatsızlıklarının en sık karşılaşılan sağlık sorunu olduğunu ifade etti.
Ülkemizde 15 milyon kadar insanın eklem rahatsızlığı yaşadığını ifade eden Bülbül, hastalığın tedavisi için uzun yıllardır birçok çalışma yapıldığını ve birçok tedavi yönteminin bulunduğunu da belirtti.
Ancak bilim dünyasınca kanıtlanan en etkin yöntemin glukozamin takviyesi olduğunu açıklayan Bülbül, glukozaminin vücuttaki kıkırdak ve kemikler arasındaki dokuyu oluşturan temel madde olduğunu belirtti.
Bülbül, glukozaminin sağlıklı kimselerin vücudu tarafından doğal olarak üretilirken yaş ilerlediğinde ve deformasyonlarla birlikte üretiminin durduğunu söyledi.
Böylece çeşitli eklem rahatsızlıklarının ortaya çıktığını kaydeden Bülbül, tedavi için de dışarıdan glukozamin takviyesinin gerektiğini vurguladı.
YAN ETKİSİ YOK
Glukozaminin hayvansal maddelerden elde edildiğinde ciddi yan etkilerine rastlanıldığını aktaran Bülbül, dünya çapında yengeç, karides gibi deniz kabuklularından elde edildiğinin altını çizdi.
Bu ürünün de Çin’den ithal edildiğini ve güvenilirliğinden emin olunmadığını belirten Bülbül, bunların da yine bazı diyabet ve tansiyon hastalarının kullanımına uygun olmadığını ayrıca vegan ve hayvansal kaynaklı ürünlere alerjisi olanların kullanamadığını açıkladı.
Prof. Dr. Dönmez de frenk üzümünden elde edilen glukozaminin bitkisel olduğu için herhangi bir yan etkisi bulunmadığını ve herkesin kolayca kullanabileceğini anlattı. Dönmez ayrıca şöyle konuştu:
JAPONYA’DAN SİPARİŞ ALDI
“Üniversite bünyesinde 4 yıl önce ekibimizle beraber laboratuvar ortamında insan vücudunda tamamen metabolize olan, herhangi bir yan etkisi olmayan bitkisel kaynaklardan glukozamin sentezi üzerine çalışmaya başladık. Yoğun çalışmalarımız sonucunda dünyada ilk defa bitkisel ve sıvı olarak frenk üzümünden glukozamin sentezledik. Bu ürünün emilimi ve biyoyararlılığı hayvansal kaynaklı üretilen ürünlerden 30 kat daha fazla. Ürünümüzün kalitesini DPÜ laboratuvarlarında yaptığımız analizlerle ispatladık. Bununla birlikte Yeditepe Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesinde de tüm teknik analizleri yapıldı. Ayrıca bu süreçte çalışmalarımızı Japonya’da akredite bir laboratuvarla yürüttük.”
Dönmez, bitkisel, katkısız ve şekersiz olan sıvı glukozaminin, haricen kullanıma da uygun olduğunu açıkladı.
Türkiye’de şuan satılan glukozaminin ithal olduğunun altını çizen Dönmez, frenk üzümünden elde edilen glukozaminin ithalatı durdurup ihracat kalemi olacağını söyleyerek başlangıç olarak Japonya’nın şimdiden 50 ton glukozamin ham maddesi şiparişi verdiğini söyledi.
DÜNYA ÇAPINDA YILDA 3,5 MİLYAR DOLARLIK PAZAR HACMİ VAR
Prof. Dr. Dönmez, dünya genelinin neredeyse yüzde 10’unun eklem rahatsızlığı yaşadığını aktardı.
Glukozaminin, gıda takviyesi olarak dünya çapında en çok tercih edilen ilk ürün olduğunu ve hacminin yüzde 14 olduğunu söyleyerek şunları aktardı
“Glukozamin, dünyada yılda 65 bin tonluk tüketim ve 3,5 milyar dolarlık bir pazar hacmine sahip. Bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde 8 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bizim hedefimiz, ürettiğimiz ürünün ciddi bir biyoyararlılık sağlaması, diğer glukozamin türevlerine kıyasla üstün özellikleri ile özel sektör ve devlet destekleriyle yakın zamanda pazarın üçte birlik kısmına ortak olmak. Bu da ülkemize yılda 1,2 milyar dolarlık döviz girdisi anlamına geliyor. Dünya genelinde de nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak buna olan ihtiyacın önümüzdeki 10 yıl içinde iki katına çıkacağını öngörüyoruz.”
TÜRKİYE’DE PATENT ALINDI
Dönmez, geliştirdikleri ürün için Türkiye patentini aldıklarını, dünya geneli için ise çalışmaların sürdüğünü sözlerine ekledi.
