Dünya çapında fenomen olan Nusret Gökçe, çalışanlarıyla mahkemelik oldu. New York Daily New Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulunan Süleyman Küçür, Onur Usluca, Yunus Delimehmet ve Batuhan Yunkuş, Nusret’in sürekli bahşişlere el koyduğunu, mobing uyguladığını ve haksız yere işten adam çıkardığını söyledi. Bu gelişme sonrası Nusret’ten ilk açıklama geldi.
‘Diktatör gibi davranıyordu’
ABD’de çalışan dört kişi, verdikleri röportajda ayrıca Nusret’in kendini ‘Mafya Babası’ sandığını da belirtti ve şöyle konuştular: “Bize maaş ve bahşişler olmak üzere haftalık 2 bin dolar (11 bin 500 TL) ödüyordu.
Ama bunun ne kadarının bahşiş olduğunu gizliyordu. Sorduğumuzda cevap vermiyordu. Bize diktatör gibi davranıyordu.
Bize ‘Benim adım Nusret, ben ne dersem o olur’ diye bağırıyordu. Sürekli izlediği ‘Scarface’ (Yaralı Yüz) filminin etkisindeydi. Kendini o filmdeki mafya babası Tony Montana sanıyordu. O havalarda dolaşıyordu.”
Nusret, suçlamalar karşısında ABD Federal Mahkemesi tarafından 250 bin dolar para cezasına çarptırıldı.
‘Kul hakkı en büyük hassasiyetim’
Bu haber sonrası Instagram hesabından açıklama yapan Nusret şu ifadeleri kullandı: “Vallahi billahi tillahi yalan! Tövbe tövbe Allah korusun ne benim ne de şirketimiz mizacına uymaz emeğin kutsallığının önemini en iyi bilenlerdenim. Bu zamana kadar çalışan yol arkadaşlarımın emeğinin karşılığına zerre kadar dokunma ihtimalim aklımın ucundan geçmez. Kul hakkı en büyük hassasiyetim ve hayattaki tek korkum kırmızı çizgimdir.
‘Nusret Türkiye Cumhuriyeti markasıdır’
Bu şirket değerli çalışanlarıyla buralara gelmiştir. benim terazimde yalış olmaz. Bilen çok net bilir hayatta en büyük korkum yanlış anlaşılmaktır her yargı kararı doğru mudur? Örneklerini biliyorsunuz. Benim için inanılmaz rahat tertemiz pırıl pırıl tek hedefim, tek heyecanım bu şanlı bayrağımızı dünyanın her yerinde gururla dalgalandırmaktır. Unutmayın ki Nusret benim değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin markasıdır. Ben Nusret’sem bunu benle beraber çalışanlarıma borçluyum.”