Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Başkanı Eren Üçlertoprağı, yaptığı açıklamada, TOSFED olarak İstanbul’da önceden düzenlenen 7 yarışta olduğu gibi Formula 1 Türkiye Grand Prix’sinin sportif anlamda tüm sorumluluğu ile beraber sevk ve idaresini üstlendiklerini belirterek, “Yarışın Türkiye’ye geri döndüğünün açıklandığı tarihlerde Marmaris’te Dünya Ralli Şampiyonası’na dahil Türkiye Rallisi’ni organize ediyorduk. Türkiye Rallisi biter bitmez bütün konsantrasyonumuzu Formula 1’e çevirdik. Daha önceki 7 senede yaptığımız çalışmalardan yola çıkarak, hem kendimizi hem pistte çalışacak ekibimizi güncelledik.” diye konuştu.
Eren Üçlertoprağı, Formula 1’in 9 yıllık aradan sonra tekrar Türkiye’de koşulduğunu hatırlatarak, “Tabii aradan geçen bu sürede Formula 1’de otomobiller, motorlar, lastikler, pilotlar ve bazı prosedürler değişmişti ve her sene yarış yapmadığımız için elimizde biraz soğuktu. Fakat bu 7 haftalık dönemde çok yoğun bir çalışma ile beraber yarışa hazırlandık. Yağmur ve soğuk gibi çok zor şartlar altında daha önceki yıllarda da olduğu gibi yarışı başarıyla organize ettik.” ifadelerini kullandı.
“FIA yetkilileri konuştuğumuzda gayet başarılı bir iş yaptığımızı söyledi”
TOSFED Başkanı Üçlertoprağı, “FIA elbette henüz resmi raporlarını bize iletmedi ancak konuştuğumuz zaman aradan geçen 9 yıllık süreye rağmen ekip olarak gayet başarılı bir iş yaptığımızı söylediler. Dolayısıyla Türkiye’nin adını taşıyan bu dev organizasyonda Gençlik ve Spor Bakanlığımızın da desteğiyle işin altından başarıyla kalkabildiğimizi söyleyebilirim.” değerlendirmesinde bulundu.
Normal şartlarda İstanbul’un Formula 1 padokunun ve çalışanlarının gelmekten mutlu olduğu şehirlerden birisi olduğunu ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu sefer kentteki aktivitelerinin sınırlı olduğunu belirten Üçlertoprağı, “Fakat organizasyonda yeni dökülen asfaltın kayması dışında çok fazla şikayet edebilecekleri bir nokta da yoktu. Öte yandan yarış gerçekten heyecanlı bir mücadeleye sahne olunca 2020 Türkiye Grand Prix’si seneler sonra da hatırlanacak kadar güzel bir yarış oldu.” ifadelerini kullandı.
Üçlertoprağı, “Yarış başladığında kötüye giden hava bizi çok korkutmadı. Çünkü ekip arkadaşlarım ile beraber her türlü senaryo için zaten hazırdık. Ancak soğuk ve yağışlı hava, açık alanda görev yapan tüm gönüllü görevlerimizin işini zorlaştırdı. Bu zor şartlarda başardıklarımızın aslında daha da kıymetli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“Tüm dünya Hamilton’ın gerilerden gelip yarışı kazanmasını heyecanla izledi”
“Tabii yağmur altında yarışmak, ıslak zeminde, kaygan zeminde otomobil kullanmak başka bir beceri istiyor” diyen Üçlertoprağı, pilotlar açısından da yarışı şöyle değerlendirdi:
“Lastikleri ideal ısı aralığında tutabilmeleri için çok ciddi bir çalışma yapması zorunlu hale geliyor. O açıdan cumartesi ve pazar günü aslında iki farklı senaryo görmüş olduk. Cumartesi günü başta Mercedes olmak üzere bazı takımlar lastikleri ısıtamadılar ve bu da çok sürpriz bir sıralama derecesinin oluşmasına neden oldu. Ama pazar günü yarışın ilerleyen bölümlerinde yağmurun durması ile beraber pilotaj becerisi biraz daha fazla öne çıkmaya başladı. Tüm dünya Lewis Hamilton’ın gerilerden gelip büyük farkla yarışı kazanmasını heyecanla izledi. Sergio Perez ve Sebastian Vettel’in podyuma çıkması da gerçekten güzel bir hikaye oldu. Her ikisi de bu sezon ilk kez podyuma çıktılar. Özellikle Vettel’in 10 sıra geriden başlamasına rağmen yağmurda tırmanması ve son turda takım arkadaşıyla Leclerc ile Perez’in çekişmesinden faydalanarak podyumu yakalaması ve Hamilton’ın 7. dünya şampiyonluğunu İstanbul’da ilan etmesi yarışın önemli notlarıydı.”
Üçlertoprağı, kaygan zeminde büyük heyecana sahne olan yarışın ardından pilotların genel olarak İstanbul’dan memnun şekilde ayrıldıklarını söyledi.
“180’in üzerinde ülkede canlı yayınlandı”
Çok heyecanlı ve baştan sona çekişmeli bir yarış olduğunu vurgulayan Üçlertoprağı, “İzlenme rakamlarını elde etmek için henüz çok erken ama ortalama olarak Türkiye Grand Prix’sini 100 milyona yakın seyircinin izlediğini söyleyebiliriz. Sezon ortalaması yaklaşık olarak bu seviyede ve 180’in üzerinde ülkede canlı yayınlandı.” dedi.
TOSFED Başkanı yarışın ülke tanıtımına katkısı açısından da “Hamilton’ın sezon başından bu yana devam eden üstün performansını İstanbul’da şampiyonluk ile taçlandırması gerçekten de ülkemizin tanıtımı adına çok güzel oldu. 14 yarışta 10 zafer elde eden İngiliz pilot, burada kazandığı şampiyonlukla beraber F1 tarihinin istatistiksel olarak en başarılı pilotu haline geldi. Bu başarının Türkiye Grand Prix’si sonucunda olması, ay-yıldızlı kupası ile beraber ülkemiz adına çok önemli bir tanıtım fırsatı oldu. Yıllar sonra 2020 sezonu düşünüldüğünde akla gelecek ilk yarışlardan biri Türkiye Grand Prix’si olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Ülkemizi muhteşem şekilde tanıtabilecek bir klip ortaya çıktı”
Formula 1 pilotlarının İstanbul içindeki gösterisi ve tanıtım klibine ilişkin de Üçlertoprağı, “Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlenen bu yarışta, özellikle İletişim Başkanlığımızın önderliğinde Avrasya Tüneli, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü gibi önemli ulaşım noktalarının da olduğu İstanbul’un çeşitli yerlerinde yapılan Formula 1 çekimleri ile ülkemizi muhteşem şekilde tanıtabilecek bir klibin ortaya çıkması, start öncesi Türk Hava Kuvvetleri Gösteri Takımının (Solotürk) pist üzerindeki görüntülerinin bütün dünyada yayınlanması da ülkemizin tanıtımı açısından çok önemliydi. Bu noktada emeği geçen tüm kurumlarımıza teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki sezon Formula 1’in tekrar Türkiye’de koşulup koşulmayacağına yönelik de Başkan Üçlertoprağı, şunları kaydetti:
“Gelecek sezonki takvimde adı konmamış bir yarış var ve bu yarış için Almanya, Portekiz ve Türkiye’nin mücadele ettiği uluslararası yetkililer tarafından da dile getirildi. Ayrıca pandeminin gidişatına bağlı olarak gelecek sezon da bazı ülkelerin yarışı yapamama durumu da söz konusu olabilir. Biz federasyon olarak yarışın Türkiye’de devam etmesini canı gönülden diliyoruz ve bu konuda aynı bu sene olduğu gibi FIA nezdinde gerekli lobi çalışmalarını yürütmeye devam edeceğiz. Yarışı yeniden Türkiye’ye kazandırabilirsek de bu sene olduğu gibi mümkün olan en yüksek standartlarda organizasyonu gerçekleştirmek için çalışacağız.”